26 Ocak 2017 Perşembe

SOKAĞIN TAVANI KADAR



Bir sıkıntı var içimde,
Sokağın tavanı kadar.
İçim sığmıyor içime,
Sokağın tavanı kadar. (...)

Mazlum Çimen’e ait olan bu dizeler sanırım referandum öncesi durumu en güzel anlatan sözler.

Çünkü referandumda ‘’HAYIR’’ diyen ve diğer seçmenlerinde Hayır demesini isteyenlere sokaktan başka propaganda yapacak yer bırakılmadı.

Şöyle bir bakalım, yazılı ve görsel basının ezici bir çoğunluğu Evet diyenlerin elinde. Elinde olmayanları da her türlü baskı altına alarak seslerini yükseltemez hale getirdiler.

En son FETÖ operasyonlarıyla el koydukları şirketler de içinde olmak üzere sermayenin neredeyse tamamını kontrol ediyorlar.

OHAL’i gerekçe göstererek istedikleri yerde gösteri, yürüyüş, basın açıklaması ve mitingleri yasaklıyorlar.

Muhtarlar, Valiler ve Kaymakamlar başta olmak üzere sürekli toplantılar yapıp kamu adına görev yapanları halka Evet dedirtmek için yönlendiriyorlar.

Referandumda Hayır diyeceğini açıklayan Kamu-Sen Genel Merkezi’ni zorbalara bastırıp Genel Başkan İsmail Koncuk’u istifaya zorlayarak sendikaları önümüzdeki süreçte baskı altında tutacaklarının işaretini veriyorlar.

Halkın gözünde popüler olan hatta insanların çocuklarına isimlerini verdikleri futbolculara ‘’Büyük Türkiye için bende varım’’ videoları çektirilip sürekli yayın yaptırıyorlar.

Yukarıda yazdıklarım daha seçim süreci başlamadan yapılanlar. Seçim süreci başladığında daha nasıl yöntemler ve baskılarla karşılaşırız yaşayıp göreceğiz.

Sonuç olarak yapılması istenen anayasa değişikliğine ‘’HAYIR’’ diyenlere sokaktan başka propaganda yapacak yer kalmıyor.

Onun için çarşı-pazar, düğün-dernek dolaşarak mahalle bakkalından apartmandaki komşuya kadar ulaşabildiğimiz herkesle yüz yüze konuşarak bu değişikliğin her hangi bir partinin meselesi değil çocuklarımızın gelecekte nelerden yoksun kalacağını ve Türkiye’nin nasıl bir karanlığa sürükleneceğini sabırla ve ısrarla anlatmalıyız.



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder