Sekiz yaşında bir çocuktum, 1981
yılının ilk aylarında Nevşehir’de bir bebek dünyaya gelmişti ve isim düşünülüyordu,
Almanya’da bulunan dedesi köydekileri arayıp ‘’Adı Tekiner olsun’’ demişti
fakat 12 Eylülcüler yönetimdeydi ve köylüler ‘’Tekiner’’i öldürenlerin 12 Eylülcüler olduğunu biliyorlardı. O bebeğin
adı‘’Ertekin’’ olarak nüfusa kaydettirildi.
Nevşehir’de büyüklerimden dinledim O’nun öyküsünü. Birkaç kelime ile
anlatmamı isteseler sanırım şöyle sıralarım. ‘’Devrimci, emekten yana, idealist, cesur, yiğit, insan’’.
Mehmet Zeki
Tekiner; 1980 yılının 17 Haziran günü Nevşehir şehir merkezinde
güpegündüz herkesin gözü önünde arkadaşı Yavuz Yükselbaba ile birlikte katledilen CHP Nevşehir İl Başkanı ve eski milletvekili.
O’nun engin hoşgörüsüne
sığınarak ‘’Zeki Amca’’ diye hitap ederek yazıma devam edeceğim.
Zeki Amca, sadece CHP milletvekili ve il başkanı olmanın
ötesinde bir halk önderidir. O en büyük emek örgütü olan DİSK’in avukatlığını yapar sadece işçilerin değil emekçi
memurların, özellikle aydın, demokrat ve Atatürkçü öğretmenlerin davalarına
hiçbir ücret almadan sahip çıkar.
Zeki Amca’nın gecesi gündüzü olmaz, nerede bir köylünün başı sıkışsa ya da birileri haksızlığa uğrasa gece yarısı olsa dahi onların yanına ve yardımına koşar.
Zeki Amca’nın gecesi gündüzü olmaz, nerede bir köylünün başı sıkışsa ya da birileri haksızlığa uğrasa gece yarısı olsa dahi onların yanına ve yardımına koşar.
Zeki Amca, bozkırın ortasında Nevşehir gibi bağnazlığın ve ilkel
milliyetçiliğin kalelerinden olan bir ilde aydınlanmadan yana ve cumhuriyet
değerlerinin halka doğru anlatılması için canı pahasına mücadele etmiş ve
halkın gönlünde haklı bir yer edinmiş bir hukuk ve siyaset insanıdır.
Zeki Amca’nın parada ve makamda gözü yoktur, O parayı ve makamı sadece
halka hizmet için bir araç olarak kullanır. Öyle ki 1977 seçimlerinde
halihazırda milletvekili ve seçilmesi garanti olduğu halde cezaevinde bulunan CHP Nevşehir merkez İlçe başkanı Mustafa Bilgin’i cezaevinden
kurtarabilmek için adaylıktan feragat eder ve Mustafa Bilgin’in ilk sıraya yazılmasını önerir.
Zeki Amca’yı kısacık bir yazıda anlatmak imkansız. Dilimize
yerleşen ‘’Kanı yerde kalmayacak’’ gibi feodal bir
söyleme sanırım karşı çıkardı.
Onun için diyorum ki ‘’Davası yerde kalmayacak’’ ve bizler O’nu örnek alarak halk için, halk
adına bu davayı yüceltip Zeki Amca’dan aldığımız bayrağı gelecek kuşaklara teslim edeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder