Mazlum Çimen’e
ait olan bu dizeler sanırım referandum öncesi durumu en güzel anlatan sözler.
Çünkü
referandumda ‘’HAYIR’’ diyen ve diğer seçmenlerinde Hayır demesini isteyenlere
sokaktan başka propaganda yapacak yer bırakılmadı.
Şöyle bir
bakalım, yazılı ve görsel basının ezici bir çoğunluğu Evet diyenlerin elinde.
Elinde olmayanları da her türlü baskı altına alarak seslerini yükseltemez hale
getirdiler.
En son FETÖ
operasyonlarıyla el koydukları şirketler de içinde olmak üzere sermayenin
neredeyse tamamını kontrol ediyorlar.
OHAL’i gerekçe
göstererek istedikleri yerde gösteri, yürüyüş, basın açıklaması ve mitingleri
yasaklıyorlar.
Muhtarlar,
Valiler ve Kaymakamlar başta olmak üzere sürekli toplantılar yapıp kamu adına
görev yapanları halka Evet dedirtmek için yönlendiriyorlar.
Referandumda
Hayır diyeceğini açıklayan Kamu-Sen Genel Merkezi’ni zorbalara bastırıp Genel
Başkan İsmail Koncuk’u istifaya zorlayarak sendikaları önümüzdeki süreçte baskı
altında tutacaklarının işaretini veriyorlar.
Halkın gözünde
popüler olan hatta insanların çocuklarına isimlerini verdikleri futbolculara ‘’Büyük
Türkiye için bende varım’’ videoları çektirilip sürekli yayın yaptırıyorlar.
Yukarıda
yazdıklarım daha seçim süreci başlamadan yapılanlar. Seçim süreci başladığında daha
nasıl yöntemler ve baskılarla karşılaşırız yaşayıp göreceğiz.
Sonuç olarak yapılması
istenen anayasa değişikliğine ‘’HAYIR’’ diyenlere sokaktan başka propaganda
yapacak yer kalmıyor.
Onun için
çarşı-pazar, düğün-dernek dolaşarak mahalle bakkalından apartmandaki komşuya
kadar ulaşabildiğimiz herkesle yüz yüze konuşarak bu değişikliğin her hangi bir
partinin meselesi değil çocuklarımızın gelecekte nelerden yoksun kalacağını ve
Türkiye’nin nasıl bir karanlığa sürükleneceğini sabırla ve ısrarla anlatmalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder